Türkiye burjuvazisi hem sınırları içindeki ekonomi politik sorunları aşacağı hem de dünya kapitalizmi içindeki çalkantıları göğüsleyeceği yürütmeyi oluşturacak burjuva hükümete karar vermeye çalışıyor. Yazımızda yaklaşmakta olan seçimlere Marksist kavramlarla bakmaya ve içinde bulunduğumuz burjuva diktatörlüğünün güncel biçiminin nasıl okunması gerektiğini eleştirel bir çerçevede incelemeye çalıştık. Seçimin Zemini Olarak Kapitalist-Emperyalist Devlette Burjuva İktidarı Seçim ve genel…
Yazıların kategorisi: “Güncel Yazılar”
Güncel Konulara ilişkin Eleştiri ve Yorumlar bu bölümde yayınlanır.
Deprem insanı değil işçi sınıfını öldürür. Bu tarihsel materyalizme ve ekonomi politiğe aşina her göz için açık bir gerçekliktir. Sınıflı bir toplumda ‘insan’dan ancak bir soyutlama olarak bahsedebilirsiniz. Soyut bir kavramı da depremin somut beton blokları ezemez. Sınıflardan bahsetmek istemeyen ancak dürüst bir yer bilimciyseniz ‘deprem fakirleri öldürür’ de diyebilirsiniz. Nasıl, yoksulluk kelimesi her kullanıldığında sömürüyü gizliyorsa, buradaki fakir kelimesi…
Kapitalist devletlerde, doğal afetlere toplumun fiziksel hazırlığı, hâkim sınıf olan burjuvazinin ekonomi politik tercihleri ile oluşturulur. Burjuvazi, sermayenin hareketini, en ‘rasyonel’ gördüğü noktalara yönlendirir ve bu ‘rasyonalitenin’ çerçevesi fiziksel yıkım olasılığını içeriyorsa, yıkım riskini yani sermaye ve servet kaybı riskini de göze alır. Sermaye birikimi yetersiz olan ve teknik teknolojik gerilikleri yüzünden, tasarruf oranı olarak ifade edilen toplumsal artı değer…
Devlet toplumdaki sınıflar üstü üçüncü bir güç değildir. Bundan dolayı, yaşananlar, burjuva devletinin varoluşunun doğasıdır. Onun için devletin yol açtığı sorunları gidermekten ziyade devletin kendisine yönelik mücadele hedeflenmeli çünkü burada bir organın yanlış fonksiyonuna bakmıyoruz, organın kendisiyle yüz yüzeyiz 6 Şubat 2023 Maraş merkezli deprem sonrası hemen hemen tüm kesimler devletin yetersizliğine değinmiştir. Ve büyük bir dayanışma ile eksiklikler giderilmeye…
İşçi sınıfının COVID 19 pandemisi öncesi ve 2022 başlangıcından bugüne devam eden eylemleri sosyalist yapıların sınıf ile olan ilişkisinin boyutunu tartışılır hale getirmiştir. İşçilerin yapmış olduğu mücadeleler, bilinç ve eylemlilik olarak kendiliğindenliğin ötesine taşınamamaktadır. Hatta dışardan bilinç taşımasını düşündüğümüz yapılar kendiliğindenliğe hapsolmuş gözükmektedir Lenin Ne Yapmalı[1] kitabında bize, işçi sınıfı partisinin, işçi sınıfı ile kuracağı bağın şeklini sunarken, ayrıca bu bağı salt…
Haluk Gerger, Anti-Marksist Devrimcilik kitabına “iddiam odur ki, Marx ve Engels’in zamanında çok mücadele ettikleri ve yenilgiye uğrattıkları bu zihniyet daha sonraları Marksist hareket içine sızmış, bazı dönemlerde ve yerlerde hegemonik bir konum dahi elde edebilmiştir. Temel tezim ise, kendisine karşı yabancı öğelerden arındırıldıktan sonra Marksizmin devrimci dinamiklerinin sağlıklı temellerle yeniden harekete geçirilebilmesinin yolu, bu zihniyet ile hesaplaşmaktan geçmektedir”[1] diyerek…